Albüm Kritik 1133 (Cradle of Filth / The Screaming of the Valkyries)

Herkese selamlar! Bugün siteye albüm kritik yazısı yazıp yazamayacağımı kestiremiyordum. Oldukça fazla işim vardı ve bu işlerin sonunda siteye yazı yazacak halimin kalmayacağını düşünüyordum. Aslında kalmadı da. Fakat bir bira içtikten sonra kendime geldim ve nasıl olduysa enerjim de yerine geldi ve kendimi klavyenin başında buldum. Bugün sizlere garip bir şekilde dinlemek için hiç aklıma gelmeyen, sadece yeni bir albüm çıkardığı zaman dinlediğim bir grup olan “Cradle of Filth”in yeni albümü “The Screaming of the Valkyries”ten sizlere söz edeceğim. Bu zamana kadar dinlediğim hiçbir Cradle of Filth albümünden pişman olmadım. Gayet güzel albümler dinledim. Fakat bu grubun garip bir aurası var benim için. Bir türlü dinlemek için aklıma gelmiyor. Özellikle benim jenerasyonumun bir hayli, pohpohladığı bir grup olmuştur Cradle of Filth. Öylesine fazla kişi dinliyor ve öneriyordu ki Cradle of Filth’i benim merakımı çekeceğine daha çok gruptan uzaklaştırıyordu bu gibi şeyler. Herkesin dinlediği bir grubun, herkesin dinleyebileceği bir müzik yapıyor olması niyeyse bana çekici gelmiyordu. Bu dediğim şey benim lise yıllarımın sonu ve üniversite yıllarımın ilk iki yılına denk geliyordu. Bir de ekstrem türleri o zamanlar dinlemediğim için ve Cradle of Filth’in de o yolun yolcusu olduğunu düşündüğüm için bu grubu ıskarta ediyordum. Gel zaman git zaman 2016 yılında grubun bir albümünü siteye yazmak istedim. Daha doğrusu Cradle of Filth’i kendim deneyimlemek ve ona göre ahkam kesmek istedim. Grubun 2015 yılında çıkardığı “Hammer of The Witches”ı dinledim. Bu albüm Cradle of Filth’ten dinlediğim ilk albüm olmuştu. Albümü inanılmaz sevmiştim. Bu zamana kadar bu gruba bir şans vermediğim için de oldukça fazla hayıflanmıştım. Fakat bu albümü de yine öyle fazla dinlemedim. 2016 yılı içinde 10 kez falan dinlemişimdir ve sonrasında da herhangi bir Cradle of Filth albümü dinleme isteği gelmedi. Siteye yazdığım ikinci Cradle of Filth albümü ise 2021 yılında çıkan “Existence Is Futile” oldu. Bu albümü de yine dinlemekten büyük keyif almıştım. Fakat yine çok fazla zaman geçirmedim ve 2021 yılından bu yana da herhangi bir Cradle of Filth albümünü baştan sona kadar dinlemedim. Yer yer çalma listelerimde grubun şarkılarına denk geldiğimde o şarkıları dinliyordum. Hepsi bu kadar. Aradan 4 yıl geçti ve şimdi yeni bir Cradle of Filth albümü dinlemiş oldum. The Screaming of the Valkyries hakkında düşüncelerimi sizlerle paylaşmak istiyorum şimdi.

Cradle of Filth’in ne tür icra ettiğini söylemek pek kolay bir şey değil benim için. İçinde senfonik ezgilerin olduğu, Thrash Metal ve Gothic Metal’in bolca duyulduğu ve yer yer de Death Metal’in şarkılarda hâkim olduğu, ortaya karışık bir müzik icra ediyor. Bu yüzden de grubun hangi türü icra ettiğini kesin bir şekilde söyleyemem. Fakat az önce adı geçen Metal türlerinin hepsini çok iyi bir şekilde birleştirmeyi başarıyor grup. Bu yüzden de diskografisindeki albümlerin çoğu yüksek puan almış. The Screaming of the Valkyries albümünü dinlerken bu grubun kesinlikle canlı performansını da görmem gerekiyor diye düşündüm. Uzunca bir süredir bu grup hakkında pek bir şey söylemeyen ve genelde nötr bir tarafta olan benim için bu söylem büyük bir devrim niteliğinde. The Screaming of the Valkyries ile yine ortaya sağlam bir iş koymayı başarmış Cradle of Filth. Önceki albümden çok iyi bir albüm diyemem. Hatta Existence of Futile’ın bir tık gerisinde bile diyebilirim bu albüm için. Fakat yine de çok iyi şarkıların olduğu ve genel olarak sağlam bir atmosferin yakalandığı bir albüm olmuş. Albüm zaten çok iyi bir şarkı ile açılıyor. “To Live Deliciously” Cradle of Filth’in güzide şarkılarından biri olmuş bana göre. Bu şarkıyla albüme giriş yaptığınız için zaten keyifli hissediyorsunuz kendinizi. Sonrasındaki birkaç şarkı da gerçekten bu keyfi sürmenize eşlik ediyor. Fakat her ekstrem grubun en büyük hatası olarak gördüğüm temposu düşük, nispeten “balad” diyeceğimiz şarkılardan bir başkası da Cradle of Filth’in The Screaming of the Valkyries albümünde de var. “Non Omnis Moriar” albümün tadını kaçıran bir şarkı bana göre. Elbette tam anlamıyla yavaş bir şarkı diyemeyiz. Yine de albümdeki gereksiz bir şarkı olarak görüyorum. Diğer taraftan şarkıların bazılarında kadın vokal de duyuyoruz. Grubun hem klavyecisi hem de ikinci vokali konumunda olan “Zoe Marie Federoff”un sesi güzel olabilir. Fakat benim için böylesi ekstrem türlerde duymak istemediğim bir sesten başka bir şey değil. Konuyu burada kısa keserek kapatıyorum. Zira osuruktan nem kapan arkadaşlar da oluyor. Bunun cinsiyetçilik ile falan alakası yok sadece kadın vokali ekstrem türlerde duymak tercihim değil. Diğer taraftan prodüksiyon kalitesi gayet başarılı bir albüm olmuş The Screaming of the Valkyries. Özellikle atmosferik öğeler şarkılara çok iyi bir şekilde yedirilmiş. Senfonik partisyonların yoğunluğu da sıkıcı bir düzeyde değil. Bu yüzden de albümü dinlerken hiçbir şekilde suratımı ekşitmedim.


Cradle of Filth’in The Screaming of the Valkyries albümü bence gayet tadında, güzel ve dinlemesi keyifli bir albüm olmuş. Özellikle gotik temaları ve gotik soundu ekstrem müzikte dinlemeyi sevenlerdenseniz bu albümü de büyük bir keyifle dinleyeceksinizdir. Bir başka yazıda görüşmek üzere, hoşça kalın!

Albüm Puanı: 7,5/10



Yorumlar