Herkese selamlar! Bugün sizlere Alman Black Metal grubu “Harvst”tan ve grubun bu yıl çıkardığı “Mahlstrom” albümünden söz edeceğim. Yeni keşfettiğim gruplardan birisi Harvst. Grubun kendisi de aslında Metal camiasında yeni sayılabilecek bir geçmişe sahip. 2018 yılında grubun temelleri atılmış ve ilk albümü de 2019 yılında yayınlamış. Benim sizlere bahsedeceğim Mahlstrom ise grubun ikinci stüdyo albümüdür. Black Metal etiketi yapıştırılmış olmasına rağmen Black Metal’i ortalama bir seviyede duyduğunuz bir grup bana göre. İlk albümünde durum nedir bilmiyorum ama Mahlstrom’un temellerinin Black Metal olduğu görüşüne katılmıyorum. İçinde Death Metal, Atmospheric Black Metal ve Post-Metal öğeleri de barındıran bir albüm olmuş Mahlstrom. Riff yazımı konusunda da yer yer Progressive etkileri de görüyoruz. Bu yüzden de sentez bir albüm olduğunu gönül rahatlığı ile söyleyebilirim. Şimdi gelelim albüm hakkındaki duygu ve düşüncelerimi sizlere aktarmaya.
Öncelikle bu albümün son zamanlarda dinlediğim albümler kadar etkileyiciliği yok. Her ne kadar şarkıların içinde bolca riff geçişler, partisyon çeşitliliği olsa da bunlar eğer bütünsel olarak bir etki yaratmadığı sürece benim nezdimde pek bir anlama sahip olmuyorlar. Albümün bana hissettirdiği şey sıradanlıktan başka bir şey olmadı. Çünkü bu şekilde birçok türü bir araya getirip, rafine bir müzik icra etme kararı alan grupların etkileyici olmalarını beklemiyorum. Etkileyici olanlar yok değil fakat çok nadir. Bu tarz albümlerde birçok farklı türden müzik yazımları duyacağız diye albümün kendisinin efsanevi olacağını düşünürüz. Fakat öyle değildir. Özellikle Black Metal gibi zaten eğilip, bükülebilen bir türe ne verseniz gidiyor. Fakat bunun için de elde sağlam materyaller olması lazım. Aksi taktirde ne dinlediğimizi anlamadığımız albümlerle karşı karşıya kalıyoruz. Mahlstrom de benim için o türden bir albüm oldu. Bir şeyler var ama bir türlü bu bir şeyler bir araya gelip de güçlü bir bütün oluşturmuyor. Vokal performansının zayıflığından tutun da davulun şarkılardaki tuhaf çeşitlemelerine kadar her şey yarım kalmış bir hikâyenin parçası gibi ve asla tamamlanmayacakmış bir hikâye havası veriyor. Prodüksiyon kalitesinin iyi olması dahi bu albüme artı bir şey katmıyor. Bir kere dinledikten sonra sıkıldım. İkinci kez dinlemeye gerek dahi duymadım. Benim için sıradan, yarım yamalak ve asla hissettirmeye çalıştığı şey olmayan bir albümden öteye gidemiyor.
Benim gibi çok fazla albüm dinlediğiniz zaman seçiciliğiniz, beklentiniz ve düşünceleriniz çok daha farklı bir boyuta evriliyor. Günün sonunda da etkileyici albümlerin azaldığını hissediyorsunuz. Bilmiyorum, belki bu albümü çok az Metal dinleyen birine dinletirseniz etkilenebilir. Fakat benim gibi sabah akşam Metal Müzik’in içinde hayatını sürdüren birine hiçbir şey ifade etmeyen bir albümden başka bir şey değil. Bir sonraki yazıda görüşmek üzere, hoşça kalın!
Albüm Puanı: 6/10
Yorumlar
Yorum Gönder