Herkese selamlar! Bugünkü yazı “Özel Yazı” kategorisinde yer alacak. Bu yazıda bolca sevgi sözcükleri ve bolca minnet cümleleri okuyacaksınız. Yazının en başında bunu demek istedim. Çünkü bugünkü yazının konuğu “King Diamond”. Yani Metal camiasının en görkemli ve en sayı değer isimlerinden birisi. King Diamond’u ülkemizde canlı izleyebileceğimi hayal dahi etmiyordum. Çok eskiden gelmiş olmasına rağmen uzun yıllar boyunca gelmediği için benim de içim de herhangi bir umut yoktu aslında. Fakat mart ayında Instagram akışımda King Diamond’un konser haberini görünce adeta şok oldum. Yanlış okudum herhalde diye defalarca baktım. Bir yanlışlık yoktu! King Diamond İstanbul’a geliyordu. Biletlerin satışa çıkacağı tarihi dört gözle beklemeye başladım. Elbette en ön sıradan alıp, King ve korku hikayelerine yakından tanıklık edecektim. İstanbul dışında yaşayan biri için elbette sadece bilet parasıyla bitmiyor işler. Fakat alıştım artık. Yılda birkaç defa cebimden konser parası adı altında binlerce lira para çıkmasına. Zaten gelen de King Diamond olduğu için feda olsun amcama dedim. İlk defa bir konseri Zorlu Performance Turkcell Sahnesi’nde izleyecektim. Burayla ilgili büyük bir anım da var. Sadece benim değil aslında birçok kişinin vardır diye düşünüyorum. Hatırlayanlar olacaktı “Mgła” “Age of Excuse” albümü sonrası turneye çıkmış ve İstanbul da takvime dahil edilmişti. Benim için önem sırasında hep ilk sırada yer alan, kolumda dövmesi olan bu grubun konserine gitmemek gibi bir şey söz konusu olamazdı elbette. 2020 yılında konser verecek olan Mgła konseri elbette gerçekleşmedi. Çünkü tüm dünya Covid-19 salgını nedeni ile pandemideydi. Bu yüzden de konser sürekli ertelendi. 2022 yılına kadar hem de. Mgła konseri ilk açıklandığında konser yeri Zorlu Performance Hall idi. Fakat bir süre sonra bu değişti. If Performance oldu. En son da Dorock XL’de konser verildi. Zorlu’da gerçekleşmemesinin sebebini araştırdığımda ise oraya sürekli gelen lüks düşkünü abilerimizin ve ablalarımızın Black Metal konseri için gelecek tipleri görmek istememesi gibi şeyler okudum. Ne kadarı doğrudur ne kadarı yanlıştır bilmiyorum. Fakat Mgła Zorlu’da çıkamamıştı. Ben de Zorlu’da konser dinleme deneyimini yaşayamamıştım. King Diamond ile bu da son bulmuş oldu. Konser hakkındaki izlenimlerimi, duygu ve düşüncelerimi birkaç madde ile sıralayacağım.
1) Salon ve Sahne
Zorlu'da ilk defa konser izleyeceğim için biraz gergindim açıkçası. Çünkü King Diamond gibi hem görsel hem de işitsel olarak büyük bir zevk sunmayı vadeden bir külte yakışır bir mekân olması lazımdı. Günün sonunda vasat veya daha kötüsü berbat bir deneyimle salondan çıkmak istemiyordum. Girişten bir kat aşağı indim ve ön sıra bilet sırasında bekleyen insanların arasına katıldım. İçeri giriş saati 20.00 idi. Tam saatinde içeri almaya başladılar. Sırada beklerken arkamdaki iki kişinin 45 dakika boyunca kulağımın anasını ağlatması da sinir bozucu bir durumdu. Sözüm onu 40lı ve 30lu yaşlarda olan bu iki kişinin ergen muhabbetleri adeta içimden geçti. Sabrettim. İçeri geçtim. Sahnenin seyirci duruşuna göre sağ tarafına doğru gittim ve öndeki yerimi aldım. Ne olursa olsun sevdiğim grupların konserlerini en önde izlemem gerekiyor. Çünkü sahnede olup biten her şeye tanıklık etmek istiyorum. Bir de sahnedeki müzisyenlerin seyircilerle göz kontağı kurması ve jestleri ile seyircinin farkında olduklarını göstermesi güzel bir şey. Kaldı ki King Diamond ve diğer müzisyenler de sahnede oldukları süre boyunca bu iletişimi ve etkileşimi hep sağladılar. Salon ortalama büyüklükte diyebilirim. Sahne de salonun hacmini kattığımızda gayet büyük ve ideal kullanımı var. King Diamond, perde inip de sahneye çıktığında ne denli büyük bir prodüksiyon inşa edildiğini görmüş olduk. Tıpkı yurtdışı konserlerinde olduğu gibi buradaki konsere de tam ekipmanla ve dekorla çıktı. Bu yüzden de oldukça görkemli bir sahneyi izlerken buldum kendimi. Teatral bir konser olacağı apaçık ortadaydı. King’in her konseri zaten o minvalde olduğu için çok da şaşırtıcı olmaması gerekiyor. Fakat bizler için şaşırtıcı elbette. Yıllar sonra böylesine büyük bir görsel şölene tanıklık ediyorduk. Sahne zemini ile neredeyse 3 katlı bir dekor kurulmuş. Arkada şarkıların hikayelerine göre değişen büyük, resimli perdeler var. Işıklandırma hikayelerin karanlık tarafını oldukça iyi bir şekilde destekliyor. Bu yüzden de sahneyi gerçekten de çok başarılı buldum. İyi bir iş ortaya konmuş. King Diamond ve müzisyenler de bu sahnenin hakkını çok iyi bir şekilde verdiler zaten.
2) Ses Düzeni ve Müzisyenlik
Bu başlığa geldiğimizde ise bir ikilem olacağını düşünüyorum. İkilemi yaşayacağımız şey ise sez düzeni olacak. Çünkü en önde konseri izleyen biri olarak benim duyduğum akustik çap ile arkalarda konseri izleyen birinin duyduğunun arasında çok farklar olacaktır. Burada en önemli şey hem öndeki insanın kulaklarını yormadan yüksek ve kristal berraklığında ses vermek hem de arkadakine de bu kaliteyi bozmadan konseri en iyi şekilde deneyim sağlamaktır. Konseri önde izleyen biri olarak yapacağım ben yorumum. Gitarlar, klavye, vokaller ve bas gitar gayet iyi bir şekilde kulaklarımıza geliyordu. Çok daha iyi olabilirdi ama öyle büyük bir şikâyetim yoktu. Esas kötü olan ise davulun sesiydi. Ses düzeyi gereksiz bir şekilde yüksek ve bir noktadan sonra sağır edici bir kıvama gelecek şekilde ayarlanmış. Özellikle kick sesleri gerçekten kulakları çok yordu. Konser boyunca en çok rahatsız olduğum şey bu oldu. Bir de pena kapmaya çalışan 40 yaşındaki abilerin birbirlerini itip kakması. Müzisyenlik kısmında ise gerçekten büyük bir şaşkınlık yaşadığımı söylemem gerekiyor. King Diamond’ın kadrosunda yer alan gitaristler “Andy LaRocque” ve “Mike Wead” kusursuz çaldılar. Şarkıların albümdeki halleri nasılsa aynı şekilde dinledik. Ne rifflerde en ufak hata ne de sololarda konser sırasında uydurmasyon hareketler gördük. Her şey öylesine makine gibi işliyordu ki buna tanıklık etmek bile bana göre büyük bir ayrıcalık. Ayrıca Andy’nin King’den daha fazla tezahürat alması da ilginç bir şeydi bana göre. Davulu çalan “Matt Thompson” da muazzam çaldı. Fakat işte davulun sesi çok yüksek çıktığı ve adeta patlama etkisi yarattığı için biraz gölgelenmiş oldu bu. Bas gitarda ise “Pontus Egberg” üzerine düşeni yine kusursuz bir şekilde icra etti. Açıkçası bu konserde King Diamond’dan sonra görmeyi beklediğim isim “Livia Zita” idi. King Diamond’ın hem geri vokali hem de eşi olan bu güzel kadını görmek ve dinlemek nasip olmadı. Neden olduğunu bilmiyorum ama 2024’ten sonra turnelerde farklı bir geri vokal ile yola devam ediyor King. Bu konserde de oldukça etkileyici bir gotik profil çizen ve aynı zamanda klavye de çalan, geri vokal görevini üstlenen “Hel Pyre” vardı. Onun performansını değerlendirmem çok güç. Geri vokal olduğu için ve King’in sesinden daha kısık bir mikrofon ile şarkılara eşlik ettiği için tiz noktalardaki varlığını pek anlayamadım. Son olarak da King’in vokal performansından bahsetmek istiyorum. Bu konser öncesinde, Yunanistan konserine kadar, birkaç konseri iptal etti King Diamond. Boğazındaki sorundan dolayı ve sesini daha fazla yormamak için bu konserler iptal etti. Bu haberleri görünce açıkçası beni bir korku aldı. İstanbul konserini de iptal eder mi acaba diye. İptal etmedi neyse ki. Fakat King’in sesinin ciddi anlamda zarar gördüğünü de söylemem lazım. Yine o haliyle bile çok iyi performans sergiledi. Fakat YouTube’taki canlı performanslarını çokça izlediğim için King’in sesinin yıprandığını anladım. Ölüsü bile iyi derler ya King’in bu yıpranmış sesi bile öylesine güçlü çıkıyordu ki herhangi birinin bundan şikâyet edeceğini sanmıyorum. Sadece konser izlenimlerimi yazdığım için bundan bahsetmesem olmazdı.
3) Çalma Listesi ve Teatral Şov
Konserde hangi şarkıların çalınacağına dair merakımı gidermek adına www.setlift.fm sitesine girdim ve King’in bu konsere gelene kadar neler çaldığına baktım. Muhteşem bir çalma listesi hazırlamış üstat. Ben de YouTube Music üzerinden konserde çalınacak şarkılardan bir çalma listesi hazırlamış ve konser gününe kadar dinleyip kendimi gaza getiriyordum. O listedeki her şey çalındı. King Diamond’ın rahatsızlığından dolayı çalma listesini kısaltabileceğini düşünmüştüm ama büyük abimiz öyle bir şey yapmadı. 1.5 saatlik şahane bir konser verdi bize. Çalma listesinde en çok dinlemeyi beklediğim şarkı “A Mansion in Darkness” idi. Neyse ki bu şarkı ilk sıralardaydı ve cayır cayır çaldı grup. Zaten her şarkıyı mükemmel bir şekilde çaldılar. O yüzden çalma listesinin hakkını verdiler diyebilirim. Tabi ki bir King Diamond konseri sadece müzikten ibaret olmuyor. Kurulmuş muazzam sahnenin her yerini kullanarak ortaya bir de şahane bir tiyatro piyesleri koydular. Her şarkının hikayesini yansıtacak kısa piyeslerle şarkıları sadece dinlemekle kalmıyor aynı zamanda kendinizi bir korku şovunun içinde buluyorsunuz. Zaten King’in daha açılışta yaptığı dehşet verici şov ile her şeyin nasıl ve ne boyutta devam edeceğini görüyorsunuz. Fakat bu konserdeki korku öyle kanlı ve yeni jenerasyon patlamalı, çatlamalı türden değil. Daha old-school ve daha gotik hikayelerin dışa vurumu. Bu yüzden de korku duygusunu yaşamak yerine şaşkınlıkla seyrediyorsunuz. İlk defa bir konserde bu kadar çok video ve fotoğraf çektim. Çünkü her anında farklı enstantaneler oldu. Özellikle King’in konserlerinden görmeye alışık olduğumuz ablamızın gerek çocuk rolündeki performansı gerekse de büyükanne rolündeki performansı harikulade idi. Bu yüzden de sahne performansı ve sahne şovu açısından King Diamond gerçekten en üst seviyeyi temsil ediyor.
Evet, konsere dair görüşlerimi 3 başlık altında toplamış oldum. Konsere gelen herkesin çok iyi zaman geçirdiğine eminim. Ayrıca konser sonunda King Diamond’ın uzun süre sahnede kalması ve teşekkürlerini gerçekten de çok içten bir şekilde göstermesi dikkatimi çekti. Çok duygusal anlar yaşandı. Benim bile bir ara gözlerim dolu. Çünkü bu büyük adamı belki de bir kez daha göremeyecektim. Bu zamana kadar Heavy Metal’i böylesine büyük bir müzik haline getirdiği için asıl bizlerin ona teşekkür etmesi lazım bolca. Kaldı ki ben her şarkıdan sonra hep teşekkür ettim bağıra bağıra. Baştan sona hatırlayacağım ve her anından büyük zevkle bahsedeceğim bir konser oldu. Bir kez daha, TEŞEKKÜRLER KING DIAMOND!
Not: Fotoğraflar tarafımca çekilmiştir. Logosuz ve izinsiz kullanmayınız.
Yorumlar
Yorum Gönder