Albüm Kritik 1243 (Paradise Lost / Ascension)

Herkese selamlar! Bugün eski bir arkadaşı siteye davet ediyorum. İlk olarak 2016 yılında dinlediğim “Paradise Lost” 9 yıl sonra bir kez daha Metal Müzik Ansiklopedisi’nde, yeni bir albümü ile yer alıyor. 2015 yılında çıkan “The Plague Within” albümünü 2016 yılında siteye yazmıştım. 70 numaralı albüm kritik yazısı. Haliyle bu yazıdaki performansım da oldukça gülünç. Aslında yavaş yavaş tarzımı belirlemeye başladığım ve daha düzgün bir şekilde albüm kritiklerini yazmaya başladığım bir yıl 2016. The Plague Within yazısında yaptığım bazı kötü espriler yazının kalitesini düşürmüş olsa da genel bağlamda iyi bir yazı diyebilirim. Fakat o yazıda, o zamanki kendime katılmadığım bir şey var. Ne hikmetse “Nick Holmes”un sesi bana “Bloodbath”te çok iyi gelmiş. Onu bir de söylüyorum. İşte o zamanki algılarım ve değerlendirmelerimle şimdikiler arasında ne kadar fark olduğunun bir başka tarafı da bu. The Plague Within’den sonra bir daha da siteye Paradise Lost albümü yazmadım. Bunun iki nedeni var. İlki Paradise Lost’ın çok da ilgimi çeken bir grup olmamasıdır. Diğeri ise gün geçtikçe Black Metal aşkımın büyük bir şekilde artması ve haliyle Paradise Lost gibi daha sofistike bir tür icra eden grupları kapı arkasında bırakmamdır. 9 yıl sonra Paradise Lost’ın yeni bir albüm çıkardığını gördüğümde bu defa bu albümü siteye yazmak istedim. İşte bu yüzdendir ki bugün eski bir arkadaşı sitede tekrardan ağırlıyorum. Peki, Paradise Lost o zamandan bu zamana ne gibi değişimler yaşamış?

Bu sorunun cevabını vermem için grubun The Plague Within’den sonra çıkardığı her albümü dinlemiş olmama lazım. Böyle bir şey de yapmadığım için sadece The Plague Within ve yeni albümü “Ascension” arasındaki farklılıkları değerlendireceğim. Ascension’ı dinledikten sonra bir de The Plague Within’i dinlemem gerekiyordu elbette. Çünkü albümü hiç hatırlamıyordum. Fakat dinlemeye başladığımda bazı şarkıları anımsadım. The Plague Within’e 2016 yılında 7,5 puan vermişim. Bugün de yine aynı puanı verirdim. Çünkü albüm bütünsel olarak gayet tatmin edici bir seviyede yer alıyor. Grubun benimsediği Doom Metal ve Goth Rock tarzını çok iyi bir şekilde bizlere yansıtıyor. Doom Metal’i seven biri olsam da Paradise Lost’un icra ettiği Doom Metal’i çok da benimsediğim söylenemez. Ascension’a geldiğimizde ise açıkçası 1 saatlik bir albümü 2 kere baştan sona kadar dinlememe rağmen pek de hoşnut kalmadım. Yine Doom öğeleri ile bezeli bir albüm olmuş doğal olarak. Fakat yazılan riffleri çok da iyi düzeyde bulmadım. Özellikle bazı şarkıların gerçekten çok sıkıcı olduğunu düşünüyorum. Albümün üçüncü şarkısı olan “Salvation” bunlardan birisi mesela. Diğer taraftan beste yazımları The Plague Within’ e nazaran çok daha tek düze olmuş. The Plague Within’i dinlediğimde bazı şarkılarda gerçekten kendimi iyi hissediyor ve gayet iyi şarkı olduğunu söylüyorum. Fakat bu albümde sadece bazı şarkıların, bazı sekanslarında bunu yaşadım. Nick Holmes’un sesini hiç sevmiyorum. Zamanında hangi kafayla bu adamın sesini Bloodbath’in “Grand Morbid Funeral” albümüne yakıştırmışım bilmiyorum ama uzunca bir süredir bu adamın berbat bir brutal vokal performansı olduğunu düşünüyorum. Temiz vokallerinde de yine sıkıntı var. Paradise Lost’un belki de bu derece orta seviye bir grup olmasında bu adamın şarkılardaki vokal etkisinin rolü büyük olabilir. Gerçekten hiç yakıştırmıyorum. Bu albümde bir de 3-4 farklı geri vokal kullanılmış. Onların sesi daha da vahim. Hiçbir şekilde katkı sağladıkları şarkıları yukarı bir seviye çıkarmadıkları gibi daha da kötü bir seviyeye indiriyorlar. Albüm prodüksiyon kalitesi olarak başarılı olsa da günün sonunda bu başarılı prodüksiyon kalitesine sahip albümde doğru düzgün, hoşnut kalacağım bir şarkı dinlemedim. Bu yüzden de bu iyi prodüksiyonun da pek bir numarası yok. Gitar sololarını albümdeki en iyi şeyler olarak söyleyebilirim.


Paradise Lost’a 9 yıl sonra tekrar dönüp bir baktığımda bence hiçbir ilerleme olmamış. Yerinde sayan ve hatta 9 yıl önceki albüm olan The Plague Within’i aratan bir noktada olduğunu düşünüyorum. Bir sonraki yazıda görüşmek üzere, hoşça kalın!

Albüm Puanı: 6/10



Yorumlar