Albüm Kritik 1159 (Abduction / Existentialismus)

Herkese selamlar! Bugün sizlere şahane bir albümden bahsetmek üzere klavyenin başına oturdum. İsmini bir süre önce duyduğum fakat sonrasında bir albümünü dinlemek için zaman ayırmadığım, İngiliz Black Metal grubu “Abduction”dan ve bu yıl çıkan “Existentialismus” albümünden sizlere söz edeceğim. Evet, bu grubun ismini çok önceden de duymuştum. Fakat o zaman da yine siteye albüm kritik yazısı yetiştirme döneminde olduğu için Abduction dinlemeyi unuttum. Zaman ayırmadım da diyebiliriz. Neyse ki bu grup ile yollarımız bir kez daha kesişti ve iyi ki de kesişti. Bu yıl çıkan en ihtişamlı albümlerden birini Abduction sunmuş. Existentialismus’u dinlediğim ilk andan itibaren etkisinden çıkamadım. Hatta ilk dinlememi yaparken evde başka işlerle falan uğraşıyordum. Siteye albümün kritiğini yazacağım için bir yandan ev işlerini yapayım bir yandan da albümü dinleyeyim dedim. İlk şarkıyı dinlediğimde elimdeki iş neyse artık onu yapmıyordum. Bir köşeye oturdum ve şu anda büyük bir albüm dinleyeceğim galibe ben diyerek kendi kendime söylendim. Nitekim öyle de oldu. Existentialismus’u baştan sona dinleme etkinliğinin ilkini tamamladığımda “vay vay vay” diye yorumda bulundum sadece. İkinci defa dinleme etkinliğini ise elime soğuk bir içecek alarak, rahat bir şekilde yaptım. Albümü dinlerken sürekli ünlemlerde bulunuyor ve bu albümü iyi ki görmezden gelmemişim diyorum. Şimdi, beni bu duygulara zerk eden albümün detaylarından sizlere söz edeceğim.

Bu grup tek bir kişinin projesi aslında. “Phill Illsley” (mahlası A.V) adlı dostumuzun 2016 yılından bu yana Metal camiasında üretim yaptığı bir müzik projesi Abduction. Grubun önceki albümlerini dinlemediğim için yorumlar sadece Existentialismus üzerinden olacak. Black Metal’in hem avangart hem de melodik tarafını çok iyi bir şekilde sentezliyor Abduction. Fakat bu sentezi de old-school Black Metal’in iskelet sistemine kas yapısı olarak giydiriyor. Bu yüzden de bu albümü dinlerken birçok grubu anımsayabiliyorsunuz. İçinde “Mayhem, Mgła, Satyricon, Kampfar ve Panzerfaust” gibi gruplardan duymaya alışık olduğumuz sekansları bulunduran ama bunu kopyalama olarak yapmayan bir albüm Existentialismus. Bu yüzden de görkemli bir albüm olması hiç de şaşırtıcı değil. Her şeyden önce riff yazımları gerçekten şahane düzeyde. Böylesi riff yazımlarının olduğu bir albümü dinlemek hazların en güzeli. Melodik riff yazımlarından tutun da Black Metal’in o hırpani riff yazımlarına kadar her şey dört dörtlük olmuş. Her bir şarkıda öylesine fazla riff çeşitliliği ve öylesine şahane geçişler var ki Black Metal adına kaydedilmiş gerçekten çok değerli bir albüm olmuş Existentialismus. Sadece gitarlarda muazzamlık yok. Her bir enstrüman ve albümün her bir parçasında bu kusursuzluk var. Davul yazımından, distorsiyonlu bas gitarın eşliğine kadar güçlü bir albüm dinlediğinizi anlıyorsunuz. Bunlara ek olarak bir de tam benim kulak zevkime hitap eden bir brutal vokal olunca da tadından yenmiyor. Bütün bu süper işlerin duyulması için iyi bir prodüksiyon da şart elbette. Neyse ki Abduction denizi geçip derede boğulmamış ve her şeyi çok kaliteli bir kayıt ile birleştirmiş. Bu yıl gerçekten de çok üst düzey albümler dinliyorum. Keşfettiğim gruplar beni çok mutlu ediyor.


Abduction için biraz geç kalsam da eninde sonunda yolumuzun kesişmesinden dolayı bu kadar mutlu olacağımı düşünmezdim. Artık favori bir başka grubum daha oldu. Uzunca bir süre bu albümle zaman geçireceğim. Şu kısa zaman diliminde “Deafheaven”ın “Lonely People with Power” albümünden sonra beni bu kadar coşturan bir diğer albüm de Existentialismus oldu. Mutlaka dinlemelisiniz! Bir sonraki yazıda görüşmek üzere, hoşça kalın!

Albüm Puanı: 10/10



Yorumlar